Gemlik Ziraat Odası

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Gemlik Ziraat Odası > Haberler > Zeytinlik düzenlemesi tasarıdan çıkarıldı

Zeytinlik düzenlemesi tasarıdan çıkarıldı

Türkiye kamuoyunda haftalardır tartışılan yasa tasarısındaki "zeytinliklerin sanayileşmeye açılmasına olanak sağlayan madde", TBMM Sanayi Komisyonu'nda Salı günü yapılan görüşme sonrası tasarıdan çıkarıldı.

Böylece zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin gelişmesine mani olacak hiçbir tesis kuralamamasına ilişkin madde değiştirilmemiş oldu.

Bu gelişme öncesi BBC Türkçe'ye konuşan Gemlik ve Akhisar'daki zeytin üreticileri ise zeytinlikleri sanayiye açmayı öngören tasarı için farklı düşünceleri dile getirmişti.

Gemlik'te farklı sesler

Türkiye'nin sofralık zeytin ve zeytinyağı ihtiyacının büyük bölümünü Bursa'nın Gemlik ilçesi ve Manisa'nın Akhisar ilçesindeki zeytin üretimi karşılıyor.

Gemlik'te zeytin üreticilerinin ise tasarıdaki ilgili maddeler hakkında ikiye ayrılmış olduğunu söylemek mümkün. Konuştuğumuz bazı zeytin üreticileri, özellikle son yıllarda ürettiklerinin karşılığını alamadıklarını ve giderek fakirleştiklerin anlatıyor. Bu nedenle bazı köylüler, kısa vadede ellerine biraz para geçebilmesi için arsalarını devlete satmaktan yana olduğunu söylüyor.

Kimi çiftçiler ise bu fikre şiddetle karşılar ve kooperatifler kurarak Gemlik'te zeytinciliği ayakta tutmaya çalıştıklarını anlatıyorlar. Fakat Gemlikli üreticiler, mazot fiyatının pahalılığı nedeniyle üretim maliyetlerinin her geçen gün artması ve zeytinyağına verilen devlet teşvikinden yararlanamama konularında aynı fikirdeler.

Gemlik Ziraat Odası Başkanı Ali Çelik de, tasarı hakkında yaşanan fikir ayrılığının çok yönlü değerlendirilmesi gerektiği görüşünde. Çelik, köylüleri arazilerini satmaya iten en büyük nedeninin çiftçinin üzerindeki ekonomik yük olduğunu söylüyor:

"Gemlik halkının yüzde 70'i geliri zeytinden kazanıyor. Son yıllarda girdi fiyatlarının, yani üretim maliyetinin devamlı artmasıyla üreticiler çok mağdur durumda. Köylüler devamlı borç içinde bu işi yürütmeye çalışıyorlar. Benim çiftçim 4,5 liraya mazot kullanıyor, Avrupa çiftçisi 1-1,5 liraya mazot kullanıyor ama benim çiftçim buna rağmen onunla rekabet ediyor."

'Zeytinliklerin imara açılmasına valiler karar verecek'

Gemlik halkıyla konuşurken yakın zamanda yapılan otoban için kamu yararı gerekçesiyle imara açılan ve hak sahiplerinden satılan alınan zeytinliklerde 250 bine yakın zeytin ağacının kesildiğini öğreniyoruz.

Ali Çelik, "O dönem otoyola karşı geldiğim için dönem halk bana tepki gösterdi. 'Başkanım bırak, arazilerimizi satalım da hiç olmazsa üç beş kuruş para kazanalım' dediler. Fakat toprak bir kere satılınca o para çabuk biter. En fazla oğluna bir daire almıştır. Sonra?" diye soruyor.

Çelik, eğer tasarı bu haliyle TBMM Genel Kurulu'ndan geçerse, arazilerde kurulacak tesislerde kamu yararı olup olmadığının belirlenmesi noktasında sivil toplumun süreçten dışlanacağını söylüyor:

"Zeytinlik arazilerine kurulacak tesislerde kamu yararı olup olmadığına valinin başkanlığındaki bir kurul karar verecek. Valiyi ise parti tayin ediyor. Dolayısıyla bir yerde kamu yararı olup olmadığına olduğuna partililier karar verecek. Yani devlet ziraat odalarına, borsalara, ya da ticaret odalarına inanmıyor mu?"

Gemlik Adliye Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatif Başkanı Coşkun Damar ile birlikte 130 haneli Adliye Köyü'nde zeytin üreticileriyle bir araya geliyoruz. Adliye Köyü'nde çiftçilerin bankadan kredi çekerek kurdukları kooperatif bir parça nefes almalarını sağlamış. Köylüler, babalarından kalan az sayıdaki ağaçları yıldan yıla artırdıklarını ve zeytinlerine çok değer verdiklerini anlatıyor.

'Eğer bu tasarı geçerse Gemlik zeytini biter'

Damar, "Biz köylüler olarak bu coğrafyanın bakir kalmasını istiyoruz. Sanayileşme verimli tarım arazilerinin üzerinde olmamalı ve insanlar kendi yörelerinde üretime devam etmeli. Çok verimli olmasına rağmen sanayileşmeye açılan Bursa Ovası bunun ciddi bir örneğidir" diyor.

Adliye Köyü Muhtarı Burhan Bayrak ise köylünün geçimini sadece zeytincilikle karşıladığını ve mevcut zeytinlik yasasının korunmasını istediklerini söylüyor:

"Eğer bu tasarı geçerse Gemlik zeytini biter. Zeytinlerin kesilmesini ya da kökünden sökmesini bırakın, budarken bir dalı yanlış kestiysek zorumuza gidiyor. Değil üzerlerine bina kurmak, zeytinlerimizin bir dalını bile esirgeyen çiftçileriz."

Gemliklilere "Zeytin mi, imar mı?" sorusunu sorduran başka bir konu ise bölgenin fay hattı üzerinde yer alması ve ciddi bir deprem riski taşıması olarak karşımıza çıkıyor.

Gemlik'te bir kahvede konuştuğumuz çiftçiler, bölgenin imara açılmasının önündeki engellerin bir an önce kalkmasını istediklerini söylüyor ve Gemlikliler için asıl riskin depreme dayanıksız zeminlerdeki yerleşim olduğunu anlatıyor.

40 yaşındaki zeytin üreticisi Cahit Biten, "Hepimiz depremden dolayı öleceğimiz günü bekliyoruz. Gemlik'te depremden sonra bir çivi çakılmadı. Bir an önce verimsiz zeytin ağaçlıklarının bulunduğu, sağlam yamaçlara yerleşmek istiyoruz ancak mevcut yasa buna engel oluyor. Zaten artık biz çiftçilikten para kazanamaz hale geldik" diyor.

Biten, Gemlik'te zeytin yetiştirilen Engere Ovası, Omurbey ve Kumla yörelerinin zeytinlik olarak kalmasını istediklerini çünkü bu bölgelerin çok verimli olduğunu ekliyor ve hükümetin verimli zeytinlikleri ranta açacak adımlar atmayacağından oldukça emin olduğunu söylüyor:

"Bir kere Gemlik'teki en büyük zeytin çiftçisi biziz. Hükümetimiz bir şey yaparken her zaman bilirkişilere dayanarak işlem yapıyor. Yollar, inşaatlar insanımıza hizmet için yapılan şeyler. Bunlara itiraz ederek bir şey yapamayız. Halkımıza hizmet için bunlara bizim de destek olmamız gerekiyor"

Zeytin ağaçları nasıl transfer edilmeli?

Gemlik'ten sonra, Türkiye'nin bir diğer zeytincilik merkezlerinden Manisa'nın Akhisar ilçesinde 55 bin zeytin ağacı kapasiteli, 32 ülkeye ihracat yapan bir aile şirketinin sahibi Alper Alhat ile zeytinlikleri geziyoruz.

Alper Alhat, üreticiler olarak Ankara'da yetkililerle yaptıkları görüşmelerde 'zeytin ağaçlarının kesilmesi yerine başka alanlara transfer edilmesi' önerisi üzerinde durduklarını anlatıyor.

Akhisar Organize Sanayi Bölgesi girişinde, İzmir-İstanbul otobanı inşası sırasında sökülerek transfer yöntemiyle yeniden dikilen zeytin ağaçlarının bulunduğu bahçeyi geziyoruz. Alhat, zeytin ağacının ölümsüz olmasından ötürü ilkel şekilde bir transfer işlemi uygulansa bile zeytinliklerin yaşatılabildiğini vurguluyor:

"Çözüm yolu bulmak istiyorsak hep beraber uzlaşmalıyız. Evet sanayicinin önünü açmak istiyorlar, ama çiftçinin de önünü açmamız gerekiyor. Bu nedenle ağaçları kesmek kelimesini tamamen ortadan kaldırıp, transfer seçeneğinde birleşmeliyiz. Biz yıllardan beri ağaç sayımızı artırmak için uğraşıyoruz. O nedenle ağaç sayımızı düşürecek hiçbir tasarıya 'Evet' diyemeyiz.

"Bazı kırmızı çizgilerimiz de var. Son 10 yılda ekilmiş zeytin ağaçlarımızda transfer yöntemiyle çok rahat taşıma yapabiliriz ama bizim bir de tarihi, yüzyıllık doğal seleksiyonla çıkmış ağaçlarımız var. Dolayısıyla her ağaç transferle taşınamaz."

Alhat, zeytin yetişmesine müsait olan bozuk orman arazilerinin önceden belirlenerek, zeytinlikler üzerinde kurulacak sanayi tesisleri için sökülen ağaçların transfer edileceği araziler için bir seçenek olabileceğini söylüyor.

2005-2006 yıllarında devletin zeytin ağacına verdiği teşvikle dikilen ve modern sulama yöntemiyle verimliliği artırılan bahçelerden birine gidiyoruz. Alhat, Aksihar'da yetişen zeytinin küresel pazarda marka olabilecek kadar kaliteli olduğunu anlatıyor:

"İki sene hükümetimizin zeytin ağacına verilen destekle Akhisar'da ağaç sayımız çok ciddi miktarda arttı. Bu sayede biz zeytinci olduk ve zeytini sever hale geldik. Dolayısıyla mevcut durumda da hem sanayici hem de çiftçi için fırsat yaratılmalı."

'Tedirginlik belirsizlikten kaynaklanıyor'

Akhisar'daki başka bir zeytin üreticisi Bahattin Alkın ise tasarıda halkı endişeye sürükleyen en önemli noktanın, kamu yararına stratejik alan olarak belirlenecek zeytin arazilerinin belirsizliği olduğunu söylüyor:

"Bu tasarıyı getiren siyasilerin, hangi zeytinliklerin sanayiye açılmak istendiğini açıklaması gerekiyor. Bizce halktaki en büyük tedirginlik bu belirsizlikten kaynaklanıyor. Bu tasarı ülke genelinde değil de, spesifik bölgelerdeki ihtiyaçlara yönelik çıkarılmak istenseydi bu derece huzurluk yaratmayabilirdi."

AKP'li Ali Ercoşkun, tasarısının görüşülerek hazırlandığını söylemişti

BBC Türkçe'ye tasarı ile ilgili konuşan komisyon üyesi AKP'li Ali Ercoşkun, tasarının tüm taraflarla yapılan görüşmeler sonucunda hazırlandığını söylemiş şunları kaydetmişti:

Ali Ercoşkun, "AKP iktidarı dönemine kadar Türkiye'deki zeytin ağacı mevcudumuz 100 milyon adetti. Bugün 172 milyon adet zeytin ağacımız var. Yani son 15 yılda zeytin varlığımızda yüzde 72'lik bir artış oldu. Fakat muhalefet partileri komisyondaki kanun yapma süreçlerine katkı yapmak yerine, toptan bir redci anlayış sergilediği için bu konu bir politik polemiğe malzeme oluyor" diyor.

Ercoşkun, Türkiye'nin zaman zaman stratejik sayılabilecek yatırımlara ihtiyaç duyduğunu ancak mevcut zeytinlik yasası nedeniyle adım atılamadığını da belirtmişti:

"Sanayi ve üretim dediğiniz zaman bütün bileşenleriyle birlikte bazı yatırımlara ihtiyacımız oluyor. Enerji ve liman yapımları bunlardan bir tanesi. Düşünün ki bir liman yapacaksınız ve bu limana bağlantı yollarla sağlanacak. Eğer bu bağlantılar üzerinde birkaç dönümlük zeytinlik arazi varsa, mevcut yasayla bu yatırımı yapabilmeniz mümkün değil."