Ülkede her problemin ortaya çıktığında günlük tedbirlerle gidermeye çalışmak problemleri daha da derinleştirmek demektir.
Bugün buğdayda yaşananlar yarın çeltikte, mısırda,
fındıkta, zeytinde, kırmızı ette vs. sanayinin, ekonominin ve sosyal hayatın içerisinde yaşanacağını tahmin
etmek zor olmasa gerek.
Ülkede
her problemin ortaya çıktığında günlük tedbirlerle gidermeye çalışmak problemleri
daha da derinleştirmek demektir.
Bu
yüzden ülkemiz hukuk, insan hakları, demokraside, özgürlüklerde vs. dünya
ölçeklerinde ileri ülkelere değil üçüncü ülkelere yakın olduğu istatistiki
verilerle anlaşılmaktadır.
Peki,
ne yapılmalı?
1. İnsan
sermayesini yaratmak
2. Bu
insan sermayesinde sosyal sermayeyi çoğaltmak
3. Kanun
hâkimiyetini sağlamak
4. Kurumların
bir geleneğinin olması gerektiğini inanmak
İnsan
sermayesini yaratmak için hayatın her dalında bilgi edinmek bu bilgiyi nerede
kullanacağını bilmek için İngiltere A.B ABD belli üniversiteler kurmuş ve
üniversitelerine her türlü desteği vermiş, siyaseti bu alana sokmamış (önce
tarımdan başlamışlardır).
Burada
kendi konusunda yetişen insanlar toplumun sosyal sermayesini meydana
getirmişlerdir. Kurumların başına getirilen bu kişiler kurum geleneklerinin iyi
tarafını elde tutarak ilmin ve tekniğin ışığında geliştirerek ülkelerini modern
devlet haline getirmişlerdir.
Devlet
kamuoyuna kanun hâkimiyetini, kanunların herkese eşit uygulayacağını insanına inandırmak,
GSMH herkesin eşit faydalanmasını sağlamak, milleti parçalayarak değil,
birbirini seven yolsuzlukların, uğursuzlukların toplum hastalığı olduğu kanaatini
topluma benimsetmek, kalkınmanın her kesimle beraber olacağını insanın kafasına
sokmaya çalışmak, başkalarının özgürlüklerini çiğnetmemek kaydıyla insan ve
basın özgürlüklerinin önünü açmak, kısacası kanunla hâkimiyeti reddetmek.
Senelerin
birikimleriyle gelişen devlet kurumlarının gelişen dünyada daha iyi yaşam için
iyi geleneklerimizin kökünü kazımadan daha iyi duruma gelmesi için liyakatli
bürokratları bu kurumların başına getirmek.
İşte
o zaman demokrasimiz demokrasi olur. Hukuk üstünlerin hukuku değil hukukun
üstünlüğü olur. İnsanlar ve basın özgür, insanlar birbirini sever yalan
söylemez birbirlerini biat etmez. Bir diktatör, bir hoca, bir mehdi gelip
meselelerini çözeceğini beklemez. Toplum kendi meselelerini konuşarak,
gerekirse fedakârlık yaparak çözer. Ana meselelerin kanaatimize göre yukarıda
sıralamaya çalıştığımız konular olmalı ki buğday meselesine gelince, 2017 yılı
buğday fiyatları belirlemeleri sürerken yapılan konuşmalar buğday üreticilerini
endişeye düşürmektedir.
Türkiye’de
tarım yapılan topraklar toplam yüz ölçümünün % 28,5 ini oluştururken yanlış
toprak kullanımları ve yapılaşma nedeniyle % 24,5‘e düşmüş bulunmaktadır. Bu
ekilebilir alanların % 74’ü 12,1 milyon hektarda hububat ekilmekte, bu alanın %
67’lik pay ile buğday ilk sırada gelmektedir.
Dünya
üretiminde tarımsal üretim çok önemli yer tutmaktadır. Gelişmişlik düzeyi ne
olursa olsun her ülkede temel gıda ihtiyacını karşılamak amacıyla tarımsal
üretime çok değer verilmektedir.
Buğday
Türkiye için hem politik hem de ekonomik açıdan çok önemlidir. Türkiye’ de 4
milyondan fazla çiftçi buğday üretir. Buğday çiftçiler için temel tarım ürünü
tüketiciler için temel besin kaynağıdır.
Buğday
ekim sahalarımız 8 ila 10 milyon hektar arasında değişmekte üretimimiz ise 17,5
ile 21,8 milyon ton arasında değişmektedir.
Ülkemizde
artan nüfusumuzun yanında buğday talebi de artmakta ekmek, bulgur, makarna,
irmik, bisküvi, nişasta ve diğer buğdaya dayalı unlu mamullerin tüketimi de
dikkate alındığında buğday tüketimi 18-18,5 milyon ton seviyelerindedir.
Dünya
Hububat Konseyi verilerine göre dünya un ihracatında Kazakistan ilk sırayı
almakta Türkiye ise son yıllarda un ihracatı bağlantılarıyla un piyasasında
önemli bir oyuncu konumuna gelmiştir.
Bu
kadar önemli gıda maddesi piyasanın koşullarına terk edilmemeli bu süreçte buğday
üreticisi mağdur edilmemelidir. Buğday üreticisinin girdileri her gün artması
göz önüne alındığında 1 kg buğdayın fiyatı 1 kg buğday maliyetinin gerisinde
kalmaktadır.
Buğday
üreticisi para kazanmak zorundadır ki aksi durumda üretici kırsal kesimi terk
edip kentlere göç etmeye devam edecek kentlerde vasıfsız işçi kitleleri
oluşmaya başlayacaktır.
Bu
nedenle tarımsal istihdamın hızla azalması şehirlerde bu insanlara iş
imkânlarının yeterince yaratılmaması toplumsal tehlike yaratacağı aşikârdır.
Gıdada
enflasyonist söylemler, ithal edilen buğdayın gümrük vergisinin sıfıra
indirileceği duyumları söylenmekte bu durum buğday üreticisinin buğday
üretimini bırakmasına neden olacak gelecekte gıda fiyatlarının ne olacağı
tahmin edilmemesi daha çok ülkemize yük getireceği aşikârdır.
İthalatla
üretici terbiye edilmemeli, girdi fiyatları indirilmeli ve aracılar aradan
çıkarılmalı, üreticiye destek verilerek fiyatların aşağıya çekilmesi gıdadaki
enflasyon sorununu daha iyi karşılayacağını öngörmekteyiz.
Tarım
ürünleri piyasası tüccar insafına bırakılmamalı, siyasi irade devletin yapacağı
müdahil alımlar ile halkımızın temel besin maddesi olan buğdaya sahip
çıkmalıdır.
2014-2016 İtibariyle Buğday Ekim Alanı, Üretimi ve
Verimi
Yıllar |
Ekilen alan (Dekar) |
Üretim |
Verim |
2014 |
79.192.084 |
19.000.000 |
240 |
2015 |
78.668.874 |
22.600.000 |
287 |
2016 |
76.719.448 |
20.600.000 |
269 |
Kaynak:
TUİK
ÇUKUROVA BÖLGESİ SULU ALANDA 2016-2017 ÜRETİM DÖNEMİ BUĞDAY MALİYETİ
MASRAF UNSURLARI |
TL/Da. |
Tarla Kirası |
250 |
Tohum Bedeli |
33 |
Gübre Bedeli |
82 |
Gübreleme İşçiliği |
15 |
İlk Sürme |
15 |
İkileme |
10 |
Diskaro |
9 |
Tapan Sürgü |
9 |
Ekim |
15 |
Tohum Kapatma |
5 |
Zirai Mücadele İlaç Bedeli |
30 |
Zirai Mücadele İşçiliği |
5 |
Hasat |
19 |
Ürünün Pazara Taşınması |
5 |
TOPLAM |
502 |
Arazi Kirası hariç Yapılan Masrafların Normal Faizi (% 6) |
15 |
Genel İdari Giderler (% 3) |
15 |
GENEL TOPLAM |
532 |
Ortalama Verim (kg) |
450 |
1 Kg Danenin Maliyeti (TL) |
1,1 |
1Kg Buğdayın Olması Gereken Alım Fiyatı (TL) Üretici Karı ile |
1,32 |
Kaynak: Ziraat Mühendisleri Odası
Ali Çelik
Gemlik Ziraat Odası Başkanı
Zir.Yük.Müh.